GENEL GREV Mİ? KİTLE GREVİ Mİ?

Türkiye son günlerde işçi sınıfının eylemleri ile çalkalanmakta. 25 Kasım'da gerçekleşen genel grevin ardından demiryolu işçileri, itfaiyeciler, sağlık emekçileri çeşitli eylemler, grevler ve mücadeleler gerçekleştirdi. Fakat son günlerde gerçekleşen işçi eylemlerinin içerisinde en fazla önce çıkan Tekel işçilerinin kararlı mücadelesi oldu. Türkiye'nin her köşesinden gelen Tekel işçileri, günlerdir Ankara sokaklarında yaptıkları eylemlerle 4-C zulmüne karşı çıkıyorlar. Polisin, hükümetin ve basının bütün saldırılarına karşı kararlılıkla ayakta duran Tekel işçileri, genel grev çağrıları yapmaya başladılar. Bütün işçilerin katılacağı kitlesel bir grevi, patronların kâbusu olabilecek bir grevi gündeme taşıdılar. Bugün Tekel işçileri, onurla Türkiye işçi sınıfının başını çekiyorlar, yıllardır uykuda olan sınıfımızı esasında bütün dünya emekçilerinin mücadelesiyle buluşturmaya uğraşıyorlar.

 

Tekel işçileri, sınıfımızın ancak birlikte mücadele edersek kazanabileceğinin farkındalar. Mücadelelerini, sendikanın değil kendilerinin, kendi elleriyle, hep birlikte ve yalnız kendilerine güvenerek bu noktaya getirdiklerinin farkındalar. Sendikanın kendilerine destek çıkmadığının, onları sahiplenmediğinin farkındalar. Eğer kendileri mücadeleye atılmasa, sendikanın hiçbir şey yapmayacağının farkındalar. Düzenin partilerinin hepsinin aynı olduğunun, hepsinin işçi düşmanı olduğunun farkındalar. Hükümetin onları ezmek, muhalefetin ise onları kendi siyasi emellerine alet etmek istediğinin farkındalar. Tekel işçileri, emekçinin emekçiden başka dostu olmadığını gördükleri için sınıfımızın geri kalanının da mücadeleye katılmasını istiyorlar. Tekel işçilerinin gündeme taşıdığı genel grev şiarının altında işte bu bilinç vardır.

 

Sınıfımızın geneli Tekel işçilerine nasıl destek olabilir? Tekel işçileri sınıfımızın genelinin mücadeleye katılması için ne yapabilir?

 

Bu soruların cevabı, Tekel mücadelesini bugüne getiren, işçilerin kendi mücadelelerini kendi ellerine alma, kendi kararlarını hep birlikte kendileri vermedeki kararlılığındadır.

 

Nasıl Tekel işçileri mücadelelerini ellerine alarak bu noktaya getirmiş ise, mücadeleyi yayma çabalarını da kendi ellerine almalılar. Tekel işçilerinin mücadelesi, sendikaların ilan ettiği bir "genel grev" ile sınıfın geneline yayılmayacaktır. Sınıfımızın geneli, fiili olarak mücadeleye atılmadan sendikaların ilan edecekleri bir "genel grev"in süresi ancak bir ile yirmi dört saat arasında kalacaktır. Sınıf mücadelesinin ihtiyaç duyduğu böylesi bir "genel grev" değil, bir kitle grevidir. Sınıfımızın geri kalanı ile bağlar kurmalı, onları ziyaret edip dayanışmaya, mücadeleye çağırmalıdır. Öncelikle de sınıfımızın son dönemde mücadele içerisinde olan ve Tekel işçileri gibi şiddetli baskılara maruz kalan demiryolu işçileri, itfaiyeciler gibi kesimleriyle ilişkiler kurmak, dayanışmak çok önemli. Sınıfımızın tamamına Tekel mücadelesinin dersleri aktarılmalı ve bu mücadelenin bütün Türkiye hatta bütün dünya işçi sınıfının mücadelesi olduğu anlatılmalıdır.

 

Sınıfımızın geri kalanının Tekel mücadelesinin önemini kavramış kesimleri de kendi işkollarında Tekel işçilerine destek çıkmalı, dayanışmalı, onların yanında durmalıdır. Tekel işçilerinin mücadelesinin ortaya koyduğu, emekçilerin kendi mücadelelerini kendi ellerine alması ruhunun bütün işyerlerine yayılması için çalışılmalıdır. Bir sonraki adımlar ise, ortak mücadelemizi nasıl ileri götürebileceğimizi konuşabileceğimiz ortak ve kitlesel işçi toplantıları gerçekleştirmemiz olacaktır. Bu işçi toplantıları, mücadelemiz güçlendikçe kitlesel işçi meclislerine, işçilerin kendi ellerinde olan grev komitelerine ve hatta bütün işçi sınıfının öz-örgütleri olacak işçi konseylerine gidebilirler. Kitle grevine giden bu yolda, işsizlerin, emeklilerin, ev kadınlarının, öğrencilerin, yani sınıfımızın şu anda çalışmayan kesimlerinin de mücadeleye kazanılması, büyük bir önem taşımaktadır. Bahsi geçenler bir takım hayaller, boş konuşmalar değillerdir. Aksine sınıfımızın kendi tarihinden, kendi mücadelesinden çıkan organlardır. Bu bugün birilerinin kitle grevi çağrısı yapmasıyla değil ancak ve ancak sınıfımızın mücadelesini  doğrudan kendi kontrolüne alıp genelleştirmesi ve kitleselleştirmesi ile mümkündür.

 

Tekel işçilerinin mücadelesinin genelleşmesine en fazla katkı sunabilecek şeylerden biri, mücadelenin taleplerinin sınıfımızın bütününün taleplerini içerecek nitelik kazanması olacaktır. 4-C politikasına karşı çıkmak, bütün işçilerin ücretlerinde yapılacak kesintilere karşı çıkmaktır. Polisin saldırılarına karşı çıkmak, bütün emekçilere karşı polis terörüne karşı çıkmaktır. Geri dönün çağrılarına karşı çıkmak, bütün işçileri mücadeleye çağırmaktır. Tekel mücadelesi, bu gerçeği ifade edebilirse, bütün işçi sınıfının mücadelesi olduğunu sınıfımız geneline kavratabilirse, genelleşmenin, kitleselleşmenin de önünü açmış olur. Tekel işçileri genel sınıf taleplerini ifade ettikçe, hem sınıfımızın genel mücadelesi, hem de Tekel mücadelesi güçlenecektir.

 

Tekel işçileri, son yıllarda Mısır'dan Yunanistan'a, Bangladeş'ten İspanya'ya, İngiltere'den Çin'e dünyayı sarsan kitle grevinin tohumlarını ellerinde tutmaktadırlar. Tekel işçilerinin onurlu ve dik duruşu bütün işçi sınıfına yol göstermektedir. Tekel işçileri, hepimize kendi ihtiyaçlarımız ve yaşam koşullarımız için mücadele edebileceğimizi ve her şeye rağmen mücadelemizi kendi ellerimize alabileceğimizi göstermiştir.

 

YAŞASIN ONURLU TEKEL İŞÇİLERİ!

YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI!

YAŞASIN KİTLE GREVİ!

 

 

 

Tags: