İşçi Filmleri Festivali mi?

Mücadeleci işçilerin kaleme aldığı, 2 Mayıs'ta İstanbul'daki İşçi Filmleri Festivali'nde, festivali duzenleyenler ile festivale çağırılmış işçiler arasında çıkan olayları açıklayan bu yazıyı sitemizde yayınlıyoruz. Sendika patronlarına her dünyayı dar eden mücadeleci işçilerin kararlılığının ve kaleme aldıkları metnin netliğinin önemini ayrıca vurgulamak istiyoruz.

"Biz Direnişteki İşçiler Platformu olarak (Tekel, İSKİ, İtfaiye, Samatya, Marmaray, TÜBİTAK, Atık kağıt İşçileri, Esenyurt Belediye İşçileri, Sinter Metal işçileri, ATV-Sabah grevcisi) 2 Mayıs günü İşçi Filmleri Festivalinin açılışına davet edildik. Taksim Meydanından Rüya Sinemasına yürüyüşle geldiğimizde önde 2, 3, 4, ve 5. sıralardaki koltukları direnişteki işçilere ayırdıklarını bildirdiler. Bizleri bu koltuklara oturttuktan sonra programı konuşmak için başka bir odaya çağırdılar. İçeriye girdiğimiz andan itibaren konuşmaların nasıl yapılacağı konusunda mutabık kaldıktan sonra protokolden davet ettikleri başta Mustafa Türkel ve diğer Türk-İşli sendika ağalarını protesto etmememiz konusunda bir pazarlık başladı.

Bizler Direnişteki İşçiler Platformu olarak işçileri satan, işçilerin mücadelesinde barikat oluşturan, işçi mücadelelerinin içini boşaltan sendika ağalarına karşı sessiz kalamayacağımızı açık bir şekilde belirttik. Ve sendika ağalarının konuşacağı zaman salonu sessiz bir şekilde terk ederek protesto edeceğimizi bildirdik. Ve bu konuda anlaştıktan sonra salona girdiğimizde bize ayırdıklarını söyledikleri koltuklara sendika ağalarını oturtmuşlardı. Bize de salonun bir kenarında beklememizi, beğenmiyorsak çıkıp gitmemizi söylediler. Bunun üzerine biz direnişteki işçiler olarak bu tutumu protesto ederek Kahrolsun sendika ağaları, Satılmış sendika istemiyoruz, Direne direne kazanacağız! sloganları atarak salonu terk edip Rüya Sineması önünde bir saatlik oturma eylemi yaptık.

Oturma eylemi sırasında yanımıza gelen tertip komitesi bizim yaptığımızı eleştirerek bunun organizasyon hatası olduğunu ve yerlerin bilinçli olarak doldurulmadığını iddia etmişlerdir.

Ancak bizler bilmekteyiz ki bu, sendika ağalarını sessiz bir şekilde salonu terk ederek protesto etmemizi engellemek için yapılmış bir hamledir. Bu tartışmalar sırasında Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, yaptığımız bu oturma eylemini kastederek Şu saatten sonra yaptıklarınızı Halkevlerine yapılmış sayıyoruz dedi. Sendika eleştirecekseniz yerleri bellidir şeklinde konuştu. Biz direnişteki işçiler olarak adını işçilerden almış, özünü işçi direnişleriyle oluşturmuş bir festivalde, işçilere ihanet eden, direnişleri satan, sınıf mücadelesinin önünde barikat oluşturan sendika ağalarını protesto edemeyeceksek bunun yeri neresidir?

Tüm mücadelelerin önünde engel oluşturan sendika ağalarının böyle bir etkinliğin onur konuğu olarak ağırlanmasını kınıyor ve buradan tüm emekçilere ve emek dostlarına bu vesileyle sesleniyoruz: Adını sınıftan ve mücadeleden alan her türlü etkinliğe sınıfa ihanet etmiş sendika ağalarının çağrılmasını protesto ettiğimizi ve bundan sonra sendika ağalarının katıldığı her etkinliğe gelerek bu ihaneti protesto edeceğimizi duyuruyoruz. 1 Mayısta kürsüyü gerçek sahiplerine veren biz direnişteki işçiler olarak, tüm kürsülerde sadece mücadele eden işçilerin, emekten yana mücadele veren ve ağır bedeller ödeyen devrimcilerin olması gerektiğine inanıyoruz."

Basına ve tüm emek kamuoyuna duyurulur.
Direnişteki İşçiler Platformu

 

Tags: