2015 yılında, çok gündeme getirilen bir film olan Suffragette’in ve aynı zamanda Sylvia Pankhurst’ün yeni bir biyografisinin duyurusu yapıldı.¹ Burada yeniden bastığımız makale ilk olarak 1980’de World Revolution’da yayınlandı. O zamanlarda, Sylvia Pankhurst’ün hayatı ve politikası hakkında çok az şey yazılmıştı ve onun kendi yazılarına ulaşmak zordu. Makalenin de belirttiği gibi, Sylvia’yla ilgili olan kitaplar, 1914 ve savaş sonrasındaki ilk yıllar arasında büyük ve açıklanmayan bir boşluk bırakma eğilimindeydi; başka bir deyişle, Pankhurst’ü Rus devriminde Bolşevikleri coşkuyla desteklemeye ve Britanya’da Sovyet iktidarı çağrısını yapmaya götüren, Süfrajet hareketinden kopuş ve savaşa karşı enternasyonalist muhalefet dönemi kitaplara dahil edilmedi.
Communist Left in Britain
Covid-19 pandemic
Kovid-19 pandemisi: Ya Proleter Dünya Devrimi ya da Kapitalist Barbarlık
ICC'nin Kovid-19 kriziyle ilgili bu uluslararası açıklamasını bir "dijital broşür" biçiminde yayınlıyoruz, çünkü karantina koşulları altında basılı bir versiyonun çok sayıda dağıtılması mümkün olmayacaktır. Tüm okuyucularımızdan bu metni yaymak için ellerindeki tüm araçları (sosyal medya, internet forumları vb.) kullanmalarını ve kendi görüşleriyle birlikte, bu metnin yaratmış olduğu tepki ve tartışmaları bize yazmalarını istiyoruz. Proleter devrim için savaşan herkesin birbirleriyle dayanışma göstermesi ve iletişim sürdürmesi her zamankinden daha fazla gereklidir. Şimdilik kendimizi fiziksel olarak izole etmek zorunda kalsak ta, yine de politik olarak bir araya gelebiliriz!
“Sarı Yelekliler” hareketi: Proletarya, burjuvazinin saldırılarına, otonom bir şekilde, kendi sınıf zemini üzerinden cevap vermelidir! – CCI Fransa
“Sarı Yelekliler” hareketi ile ilgili CCI (Courant Communiste International – Enternasyonal Komünist Akım) Fransa tarafından yazılan 25 Kasım 2018 tarihli değerlendirme metni.
Paris’te Katliam
Paris’te Katliam: Terörizm burjuva toplumunun kokuşmuşluğunun bir ifadesi
Paris’te 7 ve 9 Ocak’ta ki saldırılarda öldürülen yirmi kişi arasındaki Cabu, Charb, Tignous, Wolinski dörtlüsü sembol isimlerdi. Bu isimler aynı zamanda bu saldırıların öncelikli hedefleriydi. Neden mi?
Anarşizm
Anarşizm ve Emperyalizm: Milliyetçilik mi Enternasyonalizm mi?
Fakat Alman Sosyal Demokrasisi sadece enternasyonalin en güçlü öncü birliği değil aynı zamanda onun düşünsel öncüsüydü. Bu nedenle analizimize yani öz eleştiri sürecimize Alman Sosyal Demokrasisinin çöküşünden başlamalıyız. Onun görevi enternasyonal sosyalizm yolunda kurtuluşu başlatmak olduğundan bu kendisinin en acımasız eleştirisini geliştirmesini gerektirir....
Türkiye İşçi Sınıfı Tarihinden
15-16 Haziran 1970 İşçi Ayaklanması
1970 yılı bir anlamda Türkiye’de 1908 ve 1923 dönemlerindeki grev hareketlerinin ardından yeniden serpilmeye başlayan dinamik ve militan işçi sınıfı karakterinin bir göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Dönemin dünya işçi hareketiyle paralel şekilde gerçekleşen 15-16 Haziran işçi ayaklanması sunduğu deneyimler ve Türkiye işçi sınıfı tarihi için paha biçilmez bir önem taşımaktadır.
Soma
Soma İşçi Katliamı: Kapitalist Barbarlık Kana Doymuyor
Sınıfımız Soma’da, bütün dünya burjuvazisinin içinde boğulmasına yetip de artacak kadar kan dökmüştür. Kaybettiğimiz sınıf kardeşlerimizin anısını ancak sermaye düzeninin tümüne karşı vereceğimiz mücadeleyle, yeni Soma katliamları olmasını engelleyerek yaşatabiliriz.
1 Mayıs
1 MAYIS BURJUVA DEMOKRASİSİNİN BİR PARÇASI DEĞİLDİR
Tüm dünyada ve Türkiye'de 1 Mayıs demokrasinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Demokrasi ise insanların kendilerini özgür sandıkları ve sömürülmeye razı oldukları, yanılsamalarla ve allı pullu süslerle dolu bir burjuva yönetim biçimidir.
Emperyalist Savaş
Savaşa Karşı Savaş! ‘Vatan’ İçin Tek Damla Bile Kan Dökülmesine Hayır!
Rusya’dan enternasyonalist anarşist bir örgüt olan KRAS ve Ukrayna, Moldovya, Litvanya ve İsrail gibi ülkelerden farklı örgütler ve enternasyonalist bireylerce imzalanmış olan bildirgeyi yayınlıyoruz. Kanımızca, bu bildirge, bir tarafa karşı diğerini desteklemeyerek, bütün dünyadaki sömürücülere karşı uluslararası işçi sınıfının çıkarlarını savunarak ve ne zaman savaş çıksa egemenlerin kaynattığı milliyetçi histeriyi lanetleyerek, enternasyonalistlerin savaşa karşı alması gereken tutumu ortaya koyuyor.
Ukrayna
Ya AB, Ya Rusya: Ukrayna'da Protestolar, İki Burjuvazi Arasına Sıkıştı
Olayların başlaması, Ukrayna hükümetinin 21 Kasım'da AB ile Ortaklık Sözleşmesi'nin Rusya'nın baskısıyla askıya alındığını açıklamasıyla gerçekleşti ve meydanda toplanarak polisle çatışan yüzbinlerce kişi, bu kararı protesto etmeye başladı. Nezalezhnosti Meydanı'ndan toplanan kalabalıklar, bu kararı, Euro bölgesinden uzaklaşıp Rusya'ya yakınlaşmak anlamına geldiği şeklinde yorumlayarak protesto eylemleri düzenlediler ve Rusya ile bir anlaşma yapılmış olmasıyla birlikte eylemler, şiddet ve yoğunluğu azalsa da devam ediyor.
Komünizm ya da Barbarlık!
Suriye: Emperyalist Savaş ya da Sınıf Dayanışması!
Dünya proletaryası tüm bu savaşlar ve katliamlar karşında kayıtsız kalamaz. Sadece bu dönemin devrimci sınıfı olan proletarya bu kâbusa bir son verebilir. İnsanlık her zamankinden çok daha fazla bir seçim yapmak zorunda kaldı: komünizm ya da barbarlık.
Mısır
Mısır, Alternatifi Ortaya Koyuyor: Ya Sosyalizm, Ya Barbarlık
Öte yandan nasıl ‘Arap Baharı’ öneminin son noktasına İspanya’da proleter gençliğin burjuva toplumunun çok daha derinlikli sorgulanmasına yol açan kalkışmasıyla eriştiyse, Mısır işçi sınıfının yeni bir katliamın önünde durma potansiyeli yalnızca dünya kapitalizminin eski merkezlerindeki proleterlerin faal dayanışması ve kitlesel eylemleriyle gerçekleşebilir.
Brezilya'da Protestolar
Brezilya: Polis Şiddeti Gençliğin Öfkesini Tetikledi
Brezilya’da gelişen protesto hareketi, arkasına dünya burjuvazisini almış Brezilya burjuvazisinin Brezilya’yı sefaleti aşma yolunda bir ‘gelişen’ ülke olarak sunma kampanyasına net bir cevaptır. Bu kampanya özellikle dünya genelinde milyonlarca Brezilyalıyı sözde sefaletten kurtarmakla ün yapan fakat aslında sermayeye büyük hizmeti, kırıntıları en fakir kitlelerle paylaşıp yanılsamalarını baki tutmak ve Brezilya proletaryasını daha da güvencesizleştirmek olan Lula tarafından yapılmaktaydı.
EKA
Devrimci Proletarya Sitesinden EKA ve TPTG'ye Özür
Bir süre önce, devrimciproletarya.info adlı internet sitesine, birkaç sene önce örgütümüzün sitesinde yayınlanmış Yunanistan, ABD ve İspanya'daki Gezi Parkı hareketi benzeri toplumsal olaylara dair yazıların, başlıkları ve giriş kısımları değiştirilmiş halde ve kaynak gösterilmeden konulmuş olduğunu gözlemledik. Bu durumdan dolayı, "Devrimci Proletarya" sitesine yazdığımız mektup üzerine, bu sitede yayınlanan Düzeltme ve Özür başlıklı yazıyı okurlarımızla paylaşıyoruz.
Bangladeş
Cinayet Endüstrisi
Eğer siz hiç yıkılan bir binanın altında ezilerek ölmemiş ya da bir fabrikanın içerisinde kilitli kalıp yanarak katledilmediyseniz, radyoaktif tsunamiler, ani uzaktan kumandalı patlamalar, roketler ya da uyuşturucudan, ya da kimyasal silahların acı veren kitle imhaları ile veyahut şu ya da bu çetenin keskin nişancılarının anlık bir parmak hareketi ile, resmi ya da değil, ölüme terkedilebilir, yavaş yavaş ölümünüzü bekleyebilirsiniz.
EKA
Okurlarımıza Duyuru: EKA Burjuva Devletin Gayrıresmi bir Organının Saldırısı Altında
Ekim 2013’de, kendisine “Komünist Solun Enternasyonal Grubu” (KSEG) gibi şatafatlı bir adı takan yeni bir ‘siyasi grup’ doğmuştu. Bu yeni grubun kimliğini çok da açık etmiyor: Esasında bu grup Montreal’deki Klasbatalo grubundan iki unsur ve 2003’te hırsızlık, iftira ve şantaj gibi komünist militanlara yakışmayacak davranışlarından dolayı örgütümüzden ihraç edilen, EKA’nın sözde ‘Dâhili Hizbi’nden unsurların birleşimi sonucu ortaya çıkmıştı. İhraç ettiğimiz bahsi geçen unsurlar özellikle bilinçli olarak muhbir gibi davranıp Meksika şubemizin konferans tarihlerini internetten yaymak ve ‘EKA’nın lideri’ olarak sundukları bir yoldaşımızın gerçek isimlerini yayınlayarak sınıf çizgisini geçmişlerdi. Bu durumdan bihaber olan okuyucularımız, o dönemde farklı dillerle yayınladığımız yazılara başvurabilir.
Teori ve Pratik
EKA'nın Türkiye şubesi olarak birkaç yıldır sürdürdüğümüz faaliyetimizin bir parçası olan ve önemli ölçüde gündem ve sınıf mücadelesine bakışımızın genel bir resmini çizen değerlendirmelerimize yoldaş ve sempatizanlarımızın daha kolay ulaşabilmeleri için aşağıda yer alan ve başlıklar halinde düzenlenmiş bu sayfamızı kullanabilirler.
Sınıf Hareketi
2013-2014 Grev Dalgası: Türkiye’deki Son Dönem Sınıf Mücadelelerinin Değerlendirmesi
Her sınıf mücadelesi kendi özel çıkarlarıyla birlikte sınıfın genel çıkarlarını da temsil eder.
Tüm bu grev dalgası boyunca işçiler mücadeleye giriştiklerinde yalnız kaldıkları reddedilemez bir gerçek. Çünkü mücadeleye giriştikleri an burjuvaziyle karşı karşıya gelirler, ne sendikalar mevcut nesnel koşullar içinde ne de reformist ve Stalinist burjuva solu yukarıdaki pozisyonlarından kaynaklı işçilerin yanında yer alamazlar.
Gezi Hareketi ve Seçimler
Gezi Hareketi Sonrası Türkiye: Yolsuzluk, Seçimler ve Berkin’in Cenazesi
Demokrasi, kapitalizmin en verimli siyasi sistemidir, bu yüzden de kriz durumları haricinde burjuva iktidarın normal tercihi haline gelmiştir. Kriz durumlarında demokrasi, en baskıcı rejimlerin yöntemlerine başvurmaktan asla çekinmez. AKP’nin giderek otoriterleşmesi karşısında, mevcut seçim ortamını 1930’lara benzetip, Hitler’in sosyal demokratlar ve Stalinistler seçim ittifakı yapmadığı için iktidara geldiğini iddia edenlere biraz tarih dersi vermemiz gerekiyor. Hitler’e karşı ittifakından medet umulan Stalinistler, Rus devriminin katillerinin Almanya’daki hizmetkârlarıydı ki onların Rusya’daki patronları, işlerine gelince Hitler’le Polonya’yı bölüşmekten geri durmamıştı. Sosyal demokratlara gelince, onlar 1919’da Alman devrimini kana boğanlardı ve bunu tam da Nazi hareketin temelini oluşturacak karşı-devrimci çeteleri örgütleyerek yapmışlardı.
Kürt Sorunu
Bir ‘Barış’ Sürecinin Otopsisi: PKK’yle TC Devleti Arasındaki İlişkiyi Çözümlemek
Gelinen noktada ‘barış’ sürecinden arta kalan, büyük bir belirsizliğin, bir sis perdesinin ardında yapılan hesaplar, kazılan kuyular ve en iyi ihtimalle huzursuz olarak nitelendirilebilecek bir ateşkesten ibaret. Her halükarda Kürt sorununun müjdelenen çözümü ölü doğmuş gibi görünüyor.
Gezi Parkı Protestoları
“Çapulcular” Hareketine Dair: Devlet Terörünün Çaresi Demokrasi Değildir
Evet, yönetilenler yönetilmek istemiyor, ama yönetenler niteliksel olarak eskisi gibi yönetebiliyorlar. Ezilen sınıfların yoksulluk ve sefaleti, kötüleşmekte de olsa alışılmış ölçülerin üzerine çıkmış değil ki hükümetin eylemlere karşı en büyük kozlarından birisi bu duruma işaret etmek. Ve kitleler, burjuva demokratlara karşı tarihsel eylemlerinin bağımsızlığını kazanmış durumda değiller. Bununla birlikte, eğer Türkiye’de yaşayan kitleler, geçtiğimiz yıllarda dünyanın dört bir yanını kasıp kavuran toplumsal hareketler dalgasının bir ayağını oluşturmayı başaramasalardı, gelecekte bir devrimci sürecin ortaya çıkması önünde ciddi bir engel teşkil edecek bir zaaftan, bir travmadan muzdarip olabilirlerdi.
Enternasyonalist Anarşizm
Komünist Sol ve Enternasyonalist Anarşizm, Bölüm 3: Tartışma için Gerekli Olan Yaklaşım
Enternasyonalist anarşistlerin devrimci doğalarına derinden saygı duyuyoruz ve kitlesel sınıf mücadeleleri dönemlerinde yanyana savaşabileceğimizi biliyoruz. Ancak bizler bunun yanı sıra, Rus Devrimi, Bolşevik Parti, merkeziyetçilik, geçiş dönemi, kapitalizmin çöküşü, sendikaların sınıf karşıtı doğası, vb. görüşlerimize net bağlılığımızı da savunuyor olacağız.
Tartışma
Kapitalizmin Gölgesi Altında Kadının Özgürlüğü
Sonuç olarak kadınların özgür olabilmelerini kapitalist iktisadi düzen altında mümkün değil. Yapılacak olan iyileştirmeler onları en fazla proleter bir erkeğin seviyesine ulaştırır, ki proletere de özgür bir birey diyebilmek imkansızdır.
Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm Üzerine
Burjuvazi kendi teori ve yöntemlerinden varolduğu sürece vazgeçmez çünkü aynı koşulların ürünü bir yöntemi vardır. Bu yöntem bizim benimseyeceğimiz yöntem olamaz çünkü tek kazanımımız “kazanılanlar tarafından yazılan tarihte” (Voline) deneyimlediğimiz mücadeleler, yenilgiler ve Marksizm.
Sınıf Mücadelesi
Tunus, Mısır: 'Arap Devrimi'nin Sonu
Sözde 'Arap devrimleri'nin ikinci yılını doldurmasıyla, son birkaç hafta ve ayda Mısır ve Tunus'ta meydana gelen ayaklanma ve kitle eylemlerinin bize hatırlattığı, Bin Ali ve Mübarek gibi diktatörlerin iktidardan düşmelerine rağmen hiçbir şeyin çözümlenmediği.