Hindistan, Banlgadeş ve Türkiye: Zindan Endüstrinin Dehşeti

Türkiye'de son zamanlarda Tuzla Tershanesi'nde sonu gelmeyen işçi ölümleri gündemdeydi. Kapitalizm hiçbir zaman işçilerin hayatlarına değer vermemiş ve onları ‘üretim gideri' görmüştür fakat çöken kapitalizmin ayakları üzerinde çürümeye başlamasının ve ekonomik krizden bir türlü kurtulamaması çalışma koşullarının gün geçtikçe korkunçlaşmasına, ve daha fazla işçinin bu korkunç koşullara kurban edilmesine yol açmıştır. Burada yayınladığımız yazı bu durumun sadece Türkiye'ye has olmadığı, bütün dünyadaki işçilerin benzer bir şekilde kurban edildiğini göstermektedir.

1984'te Hindistan'ın Bhopal şehrindeki Union Carbide fabrikasındaki patlama sonrası ölen insanları öğrenince dehşete düşmüştük. Üç günde 8000 işçi ölmüştü. İlerleyen haftalarda ve aylarda ise yaralanmalar ve kimyasal zehirlenmelerin etkileri tam 350.000 insanın canına mal olmuştu. Bir "endüstriel zindan kolonisi"ni çalıştırmanın koşulları böylesi korkunç bir katliamdan başka bir şey değildir. Patlama geceleyin işçiler ve aileleri fabrika yakınlarındaki kulubelerde uyurken gerçekleşmişti. O zamanlar da bir işçinin yaşamına değer verilmezdi, fakat o zamandan beri endüstrialistler ister Asya'da, ister Orta Doğu'da ister Afrika'da büyük tehlikelere rağmen üretim yapan ve işçiler için zindan olan pek çok fabrika kurdular.

Bugün Hindistan'da, Bangladeş'te ve Türkiye'de onbinlerce işçi dinlenmeden, artık ‘ölüm siteleri' olarak adlandırılan dev tersanelerde çalışıyorlar. Bu tersanelerdeki üretim tekniği basit ve hepsinde aynı. Gemileri parçalanmaları için tam gaz sahile doğru gönderiyorlar. Bu dev gemiler karaya oturunca yüzlerce işçi elleriyle onların parçalarını ayırmaya girişiyor. En küçük bir koruma veya güvenlik önlemi işçilere çok görülüyor. Bu hurda gemiler tehlikeli, hatta kimi zaman ölüm kimyasallarla dolu, çoğı zaman içlerinde asbest gibi kanserojen maddeler var. Fakat eğer dünyadaki bütün ülkeler gemilerini ölmeye yolluyorsa bunun sebebi tam da tarım ürünlerindeki geçilmez fiyatların sağladığı gaddar koşullar. Uçak gemileri veya ticari donanmaların incileri işte böyle ‘ölüm sitelerinde' son günlerini geçiriyorlar. 1995'te dünyanın enbüyük gemi mezarlıklarından birinde, Hindistan'daki Alang alanında mühendis Maresh Panda çoktan işçilerin yaşam ve çalışma koşullarını şöyle tabir ediyordu: "Zehirli maddelerle temas ettikleri için deri sorunları ve nefes alma güçlükleri var. Ambarlarda gaz kaçağı olabiliyor ve oraya meşaleyle inmek patlama riski yaratıyor. Toprağa zehirli ürünler bulaşmış durumda. Buna rağmen işçilerin büyük çoğunluğu çıplak ayakla çalışmak zorunda kalıyor ve bu da hastalık ve sakatlık tehlikesini doğuruyor. (...) Bir kulübede yirmi otuz kişi kalıyorlar, kuşetlerde sıkışa tıkışa uyuyorlar, yirmi saat çalıştırılıyorlar". Tersanelerde çalışan işçiler günlük yaşamlarında her türlü dehşetle yüzleşiyor: patlamalar, arkadaşlarının ölmesi veya sakat kalması, kulübelerde uyutulmak, yetersiz yiyecekler ve benzeri pek çok korkunç koşul. Buna rağmen aileler binlerce kilometre yapıp buralarda çalışmaya geliyor, ki bu da dünyadaki bütün işçi sınıfı nüfusunun içerisinde bulunduğu koşulların sefaletini açıkça gözler önüne seriyor.

Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Dubai'de, milyonlarca işçi gökdelenler inşa ederken benzer dehşet verici koşullarla yüz yüze. Çin, zamanında Kore'nin yaptığı gibi, milyonlarca işçiyi endüstriyel merkezlere gitmeye zorluyor. Toplamda, dünyada her 2.2 milyon işçi çalışma kazalarının kurbanı oluyor. Fakat Uluslararası Çalışma Organizasyonunun verdiği resmi veriler bu rakamı utanmazca küçülterek gerçeği saklamaya çalışıyor.

İşte bütün bu dehşet verici durum "yükselen ülkelerin" "ekonomik mucizesi"ni gözler önüne seriyor. 1980 ve 1990'da Batı burjuvazisi işçi sınıfını Alman, Japon veya Tayvan "mucizeleri" ile uyutmaya, kandırmaya çalışıyordu. İyi bir ekonomik işleyiş için bu modellerin kopyalanması, özveri ve ciddiyetle şirketler için çalışılması gerektiği söyleniyordu. Bugün önümüzde duran "modeller" ise sadece zindan endüstrinin modelleridir.

Révolution Internationale

Enternasyonal Komünist Akım Fransa Şubesi