Tutuklu Militanlarla Dayanışma: Güney Kore hakim sınıfı “demokrasi” perdesini yırttı

 

"Kore Sosyalist İşçi Birliği" (Sanoyun) isimli örgütün sekiz militanın tutuklandığı ve Güney Kore devletinin ünlü "Milli Güvenlik Yasası"[1] altında suçlandığı bilgisine henüz ulaştık. Tutuklanan sekiz militanın mahkemesi 27 Ocak'ta gerçekleşecek.

Bunun siyasi bir dava olduğuna ve hâkim sınıfın "adalet"inin mahiyetini gözler önüne serdiğine dair hiçbir şüphe yoktur. Aşağıda altını çizeceğimiz iki nokta bu durumu kanıtlamaktadır:

-İlkin, Güney Kore devletinin kendi mahkemeleri geçmişte iki defa tutuklulara karşı polisin iddialarına karşıt hüküm getirmişlerdir.

-İkincisi, tutukluların "düşman çıkarlarına hizmet eden bir örgüt kurmak" (bahsi geçen düşman Kuzey Kore devletidir) ile suçlanmalarıdır. Oysa ki tutuklu militanlar Oh Se-Cheol, Nam Goong Won ve diğerleri, Ekim 2006'da "Savaşa Karşı Kore Enternasyonalistleri Bildirgesi"nin altına imza atmışlardır, ki bu bildirge Kuzey Kore'nin nükleer testlerini kınamış ve özellikle "kapitalist Kuzey Kore devletinin işçi sınıfı ve komünizm ile hiçbir alakası yoktur, bu devlet çöken kapitalizmin militarist barbarlığa yöneliminin uç ve çirkin bir örneğinden başka hiçbir şey değildir" demiştir.

Bu militanların gerçekte suçlandıkları tek bir şey vardır: o da sosyalist olarak, düşünce suçu işlemektir. Başka bir deyişle, suçlandıkları şudur: işçileri kendilerini, ailelerini ve yaşam koşullarını savunmaya çağırmak ve açıkça kapitalizmin gerçek doğasını ifşa etmek. Savcılığın talep ettiği cezalar, Güney Kore hakim sınıfının yolunda duranlara karşı kullandığı baskının sadece yeni bir örneğidir. 2008'de Mumışığı eylemlerine çocuklarıyla katılan "Bebek Arabacıları Tugayı"nı oluşturan genç kadınlara yönelik hukuki baskı ve polis baskısı, işgal ettikleri fabrikalarını çevik kuvvet güçleri basan ve polisten dayak yiyen Ssangyong işçileri, aynı cani baskı politikalarının geçmişteki yansımaları olmuştur.

Ağır hapis cezaları ile karşı karşıya olan tutuklu militanlar, mahkemede örnek bir haysiyet ile davranmış ve bu olanağı yapılan mahkemenin siyasi doğasını ifşa etmek için kullanmışlardır.

Bölgede askeri gerilimler, geçtiğimiz Kasım ayında Kuzey Kore rejimi tarafından Yeonpyeong adasının bombalanması ve top atışlarıyla sivillerin öldürülmesi, buna karşı Güney Kore silahlı güçleriyle ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirmesi amacıyla bölgeye bir Amerikan nükleer uçak gemisi gönderilmesinin ardından tırmanışa geçmiştir. Bu koşullar altında, insanlığın karşısındaki seçeneğin ya sosyalizm ya da barbarlık olduğu ifadesi, her zamankinden daha büyük bir gerçeklikle kulaklarımızda çınlamaktadır.

ABD ve müttefiklerinin propagandası Kuzey Kore'yi bir "gangster devlet" olarak tasvir etmekte, açlıkla boğuşan nüfusun sertçe baskı altına alınması sayesinde sefa içerisinde yaşayan bir kesim tarafından yönetilmekte olduğunu söylemektedir. Şüphesiz, Kuzey Kore'ye dair bunlar doğrudur. Öte yandan, Güney Kore hükümetinin analara, çocuklara, direnişçi işçilere ve şimdi de sosyalist militanlara karşı uyguladığı baskı netçe göstermektedir ki son tahlilde bütün ulusal burjuvaziler korku ve kaba kuvvetle hüküm sürmektedir.

Bu durum karşısında, kendileriyle siyasi fikir ayrılıklarımız olabilecek olsa da, tutuklu militanlarla tam dayanışmamızı ilan ediyoruz. Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir. Tutukluların ailelerine ve yoldaşlarını desteğimizi ve dayanışmamızı gönderiyoruz. E-mail adresimiz [email protected] üzerinden yoldaşa gönderilen destek ve dayanışma mesajlarını yoldaşlara ileteceğiz.

ICC

Loren Goldner'den Mektup

Acil Çağrı: 8 Koreli sosyalist 5-7 yıl arası hapis cezası ile karşı karşıya

 

Geçen yıl 3 Aralık'ta, Seoul Merkez Bölge Mahkemesi savcısı, devrimci sosyalist bir grup olan Kore Sosyalist İşçi İttifakından (KSİİ) Oh sei-chull ve diğer üyelerin (Yang Hyo-Seok, Yang Joon-Seok, Choi Young-ik, Park Joon-seon, Jeong Won-hyung ve Oh Min-gyu) 5 ila 7 yıl arası hapis cezasını çarptırılmasını talep etti. Kore işçi sınıfı hareketinin bu üyeleri Güney Kore'nin meşum Ulusal Güvenlik Yasası üzerinden yargılanıyorlar (bu yasa 1948'de geçti ve teorik olarak hala Kuzey Kore yanlısı eylemlere ölüm cezasını içeriyor). KSİİ'nin hem Güney hem de Kuzey Kore'de işçi sınıfı devrimini savunan sekiz enternasyonalist militanı sosyalist olmak dışında hiçbir suçla yargılanmasalar da, gerçekte 2007'den beri birçok grev ve harekete müdahaleleri iddianamenin esas temelini oluşturuyor. Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında böyle ağır bir baskı yıllardır görülmemiş türden bir ilk. Daha geniş bir bağlamda Güney Kore Başkanı Lee Myong Bak'ın koltuğa oturduğu 2008 başlarından beri görülen aşırı sağa kayışın genel eksenine oturuyor (örneğin 2009'daki Ssangyong Motor fabrikası grevinin ezilmesi). Bu anlamda, KSİİ'nin Ssangyong grevinde dağıttığı bildiriler mahkemenin dayandığı esas kanıtları oluşturuyor.
Savcılar KSİİ'nin üyelerini 2008'den beri mahkemeye çıkarmaya çalıştılarsa da Aralık'a kadar savcıların bu talepleri mahkeme tarafından sürekli geri çevrilmişti. Bir protesto e-maili bombardımanının nihai hükmün verileceği 27 Ocak'a kadar hakim Hyung Doo Kim'in cezayı azaltmasını ya da tümüyle geçersiz kılmasını sağlaması tümden imkansız değil.

Hakim Kim'in düşünce suçuna karşı bu baskıya karşı duygularınızı ve kendi sözünüzü duyması için şuraya yazın:
swlk [at] jinbo.net

E-maillerin Seoul saatiyle 17 Ocak Pazartesi 2001de 6:00 am'e kadar atılması gerekiyor ki böylece KSİİ'nin avukatı onları hakim Kim'e karardan önce forwardlayabilsin.

Lütfen bu çağrıyı olabildiği kadar geniş bir şekilde yayın.

Loren Goldner
Detaylar için: lrgoldner (at) gmail.com

 

 

 

 

 


[1] Oh Se-Cheol, Yang Hyo-sik, Yang Jun-seok, ve Choi Young-ik'dan yedi yıl, Nam Goong Won, Park Jun-Seon, Jeong Won-Hyung, ve Oh Min-Gyu'dan beş yıl isteniyor. En uç noktada Milli Güvenlik Yasası kapsamında suçlananlara idam cezası verilebiliyor.

 

 

 

Tags: