kemalizm

15-16 Haziran 1970 İşçi Ayaklanması

1970 yılı bir anlamda Türkiye’de 1908 ve 1923 dönemlerindeki grev hareketlerinin ardından yeniden serpilmeye başlayan dinamik ve militan işçi sınıfı karakterinin bir göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Dönemin dünya işçi hareketiyle paralel şekilde gerçekleşen 15-16 Haziran işçi ayaklanması sunduğu deneyimler ve Türkiye işçi sınıfı tarihi için paha biçilmez bir önem taşımaktadır.

Kemalizme Karşı Komünizm (6)

Mustafa Kemal'in farkında olmadığı şuydu ki eğer Mustafa Suphi ve yoldaşları katledilmeyip Ankara'ya ulaşsalar, ve çizgilerini buradaki komünist harekete kılmayı başarsalar, hareket güçlenmekten ziyade, siyasi olarak zayıflardı. Fakat Mustafa Suphi bile, Bolşeviklerle yakın ilişkilerinden ve Ekim Devrimi'ne katılmış olmasından dolayı, Kemalist burjuvazi için bir tehditti.

Kemalizme Karşı Komünizm (5)

Mustafa Kemal kendi hareketi ile bu dönemin Sovyet Rusya'sının sınıfsal temeli arasındaki farkı, belki kimi Bolşevik liderlerden de daha iyi kavrıyordu. Bu nedenle Mustafa Kemal, Sovyet Rusya'nın uzattığı kadife eldivenin ardında, kendi burjuva hareketini dağıtmakta tereddüt etmeyecek demirden bir yumruk görüyordu. Komünist Enternasyonal'in desteklediği milliyetçi hareketlerin olduğu toprakta bile komünist örgütlenme yapmak görüşü ise Mustafa Kemal'i iyice tedirgin ediyordu. 1920'nin yaz ayında Anadolu'nun ilk komünistleri örgütlenmeye başlayınca, bu korkular iyice şiddetlenecekti.

Kemalizme Karşı Komünizm (4)

Yeşil Ordu içerisinde yer alan muhalif İttihatçılar, temelde Mustafa Kemal'in etrafında oluşmuş bloğun içerisinde kendilerine yer bulamadıkları için böylesi bir işe girmişlerdi. Ortada hem tehdit unsuru, hem de baştan istedikleri iktidara dahil olma şansı olunca, Mustafa Kemal'in bu kanadı kazanması zor olmayacaktı. Böylelikle Çerkez Ethem'e yalnızca Yeşil Ordu'nun üçüncü grubu, yani Mustafa Kemal'e muhalefetlerinde ve Sovyet yanlılıklarında daha ciddi olanlar kalıyordu. Bu grup ise mağlup olmuştu ve meclis içerisindeki milletvekili sayısı bir avucu geçmiyordu. Çerkez Ethem'in Ankara'daki iddiası, neredeyse başlamadan bitmişti.

Kemalizme Karşı Komünizm (3)

Mustafa Kemal, daha 1919'da sarf ettiği bu sözlerle, kuracağı devletin ideolojisinin 'imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz' kısmının nereden geldiğini de göstermekteydi. Lenin ve yoldaşlarının ulusal sorun konusundaki tutumları, onların diplomatik ilişkiler tarihinde pek karşımıza çıkmadığı şekliyle, Mustafa Kemal'in lafazanlığına adeta tav olmalarına neden olmuştu. Oysa Mustafa Kemal, kendisi ve arkadaşları için Sovyet Rusya ile ilişkinin ne anlama geldiğini sonrasında gayet net bir şekilde ortaya koyacaktı: “O zaman bir sırat köprüsü geçmek zorundaydık. Meşhur sözdür, köprüyü geçene kadar... dayı dedik vesselam!”

Kemalizme Karşı Komünizm (2)

 

 

 

 

 

Kapitalizmin yıkımını ve dünya genelinde ortak bir geleceği öngörmesiyle, bu çevre diğer sosyal demokrat çevrelerden ayrılmaktaydı. Bununla birlikte yine aynı sayıda, partinin önde gelen ismi Ethem Nejat'ın yazdığı bir yazıda şu ifadelere yer verilmekteydi:

"Nüfusumuzun yüzde doksan beşi proletarya olan Türk'ün, menfaat ve refahını  sosyalizmde araması pek makul ve doğru bir çaredir."

Kemalizme Karşı Komünizm (1)

1. Dünya Savaşı sonrası koşullar, Anadolu'da Kemalist hareket olarakanılacak bir milli kurtuluş hareketinin oluşumuna yol açacaktı. Tamamen burjuva bir hareket olan, Osmanlı İmparatorluğu'nun eski egemenlerinin bir kesimince yönetilen bu hareket, 20. yüzyıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde baş gösterecek ulusal kurtuluş hareketlerinin bütün tipik özelliklerini gösteriyordu. Her ne kadar TC'nin kurucu efsanesine göre bu hareket “yedi cedde karşı anti-emperyalist bir destan” olsa da, gerçekte Mustafa Kemal ve arkadaşları, mümkün olur olmaz ilk anlaşabilecekleri emperyalist devletle işi pişirmekten rahatsızlık duymayacaklardı.

RSS - kemalizm beslemesine abone olun.